Bütün ömrünü, Bir ve Bütün Avrupa idealine hasretmiş olan, Avrupa'nın kurucusu Jean Monnet (1888-1979), Avrupa'nın kanlı çatışmalar ile dolu mazisinin kapanması ile başlayacak olan yeni "Belle Ėpoque"'u şu şekilde tasvir etmektedir [Yvonne Beaudry., "Jean Monet - Europe's Hyphenator"., Michigan Quarterly Review., Spring 1968. vol. 7, no. 2., p.76]:
"Avrupa milletleri asırlarca, dünyayı tahrip olma noktasına getirecek şekilde birbirlerine tahakküm etmek için çatışıp durdular. Fakat artık nihayetinde, kaderlerinin aynı olduğunu anlamış bulunuyorlar. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nda (European Economic Community: EEC) [ki resmi adı Ortak Pazar'dır (Common Market: CM)] altı millet müşterek bir yol takip etmek üzere müşterek müesseseler te'sis ettiler. Bu eylem, onların karşılıklı ilişkilerini ve tavırlarını kademeli olarak değiştiriyor. Artık onlar, yavaş-yavaş, aynı görünüş içerisinde yer almaktalar."
Avrupa'nın en büyük beyni kabul edilen Monnet, bu heyecanlı sözleri, Avrupa'nın bir başka büyük ismi, Avrupa'nın kurucu meleği Robert Schuman (1886-1963) tarafından hazırlanan ve kendi adını taşıyan plan çerçevesinde te'sis edilen ve Avrupa Birliği tarihinde "ilk dönem" olarak anılan Altılar Avrupası'nın kuruluş vesilesi ile söylemişti. Schuman Planı, basitçe şu ilkeye dayanmaktaydı: Avrupalıların, geçen asrın başlarında bir şeamet tellalı gibi Batı'nın çökme trendine girdiğini yazan Oswald Spengler'in bu ürperti verici öngörüsünün tahakkuk etmesini önlemek için tek ve biricik çareleri, felaketlerinin müsebbibinin hariçte değil dahilde, Avrupa milletleri arasında tam bir kan davasına dönüşen - sonradan çok anlamlı bir jestle "Avrupa İç Harpleri" (European Civil Wars) olarak isimlendirilen - sonu gelmez çatışmalar olduğunu idrak edip yeni bir sayfa açmak, müşterek bir siyasi çatı altında toplanmaktır; ancak, bu kadar derin husumetleri ortadan kaldırmak için de anşart, Avrupa'nın baş belası hükmünde olan ve Churchill'in 19 Eylül 1945 tarihli nutkunda, onlar barışmadığı takdirde Avrupa'nın geri kalanının tamamının dahi barışmasının hiçbir mana ifade etmeyeceğine işaret ettiği, Fransa ve Almanya başta olmak üzere, bir ekonomik birliktelik, bir ekonomik işbirliği gerçekleştirilmelidir.
Bundan sonrasının, daha önce yine bir yazı dizimin bir yerindeki aynı ifadelerle aktarılmasına izin verilmesini rica edeceğim Türkiye ve AB: Olmak veya Olmamak-VIII"; Türk Haber., Sayı: 015., 22.07.2002, s.19]:
Çok başarılı olan Schuman Planı, bir taşla birçok kuş vurmaya yönelmişti. İlkin, Avrupa'nın bu en haşarı çocukları terbiye edilmiş ve müstakbel "Avrupa İç-Hapleri"nin ve binnetice müstakbel felaketlerin önü alınmış olacaktı; ikincileyin, yeniden dirilecek ve bir Avrupa Birleşik Devletleri'ne dönüşecek (veya dönüşmesi gereken) Avrupa için en sağlam te'minat olan militan ve agresif milliyetçiliklerin önü kesilmiş olacaktı. Ne var ki, ekseriyetle ırkçı kaynaklardan beslenen Avrupa milliyetçiliklerinin hala dip-diri duran beslenme kaynakları, tepeden inme bir Avrupa Birleşik Devletleri idalini birden-bire benimsenmesine elbette karşı çıkacaktı; o sebeple, bu çok zorlu proje için mutlaka halledilmesi şart olan en önemli bir husus, öncelikle ekonomik altyapıda bir birliktelik sağlamakla işe başlamak olmalıdır. Böylece, üçüncüleyin, önce Fransızlarla Almanların ve bilahare bütün Avrupalıların birbirleriyle olan ekonomik güçbirliği sağlandığı takdirde hem düşmanlıkların birlikteliklere tahvili cihetinde büyük ve çok önemli bir adım atılmış olacak ve hem de Avrupa kaybettiği gücünü yeniden kazanabilir bir vazıyete gelebilecekti.
Bu maksada matufen, bir ilk adım olmak üzere, Schuman, önce Almanlar ile Fransızlar arasında bir "madencilik işbirliği" planı tasarladı; fakat daha sonra bunu "kömür ve çelik endüstrilerinin işbirliği" şekline dönüştürdü. Projeye göre bu iki ülke arasında kömür ve çelik endüstrileri konusunda yapılacak olan işbirliği diğer Avrupa ülkelerinin de katılımına açık olacak bir otorite altında gerçekleştirilecekti. Bu fikir kısa sürede tatbikata geçirildi ve 18 Nisan 1951'de Almanya, Fransa, Belçika, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda'nın da üye olduğu "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu" [European Coal and Steel Community (ECSC)] kuruldu.
Artık, düşmanlıkların işbirliğine dönüşmeye başladığı Avrupa'nın ihyası fiilen start almış bulunuyordu
***
İşte, Monnet'yi heyecana gark eden gelişmenin kısa hikayesi bu: Önce ekonomik partnerlik, sonra ekonomik birlik ve nihayetinde siyasi birlik; tıpkı Sayın Bahçeli'nin mezkur kitabında, MHP'nin can ü gönülden desteklediği belirtilen "devlet politikası" gibi.
Devam edelim; bakalım, sonu nereye varacak....
|